17 Aralık 2010

Kahraman Kadın Olmak... Bölüm 2

MARGARET SANGER


Margaret Sanger (14 Eylül 1879 – 6 Eylül 1966), Amerikalıdır ve kadınların doğum kontrol hakkını kazanmasını sağlayan öncüdür. Ayrıca kadına gösterilen baskıları yok etmeye çalışan bir avukattır; Dünya’nın ilk doğum kontrol kliniğini 90 yıl önce ABD’de açan kişidir; Amerikan Doğum Kontrol Birliğinin (bugünkü adı ile Aile Planlama) kurucusudur.

Sanger ve 2 hemşiresi tarafından, 16 Ekim 1916’da New York’un Brooklyn bölgesinde açılan klinik, özellikle çalışan kesimden yüzlerce kadının akınına uğramıştır.

Sanger, doğum kontrolünün yasal hale gelmesini sağlayarak, kadınların özgürlüğü yolunda ilk adımı atan kişi olarak değerlendirilmektedir. Sanger’in kliniği, o günlerin göçmen akını altındaki New York’da özellikle kadınların beklediği bir hizmettir. Ama birkaç hafta sonra polis baskınına uğrayan klinik kapatılır ve Sanger tutuklanır. Bunun üzerine kadınlar New York sokaklarını doldurur ve kliniğin kapatılmasını protesto eder. Sanger 30 günlük bir süre sonunda serbest bırakılır ve kliniğini hemen yeniden açar. Birkaç yıl sonra da “The Birth Control Review” – “Doğum Kontrol Dergisi” adında bir dergi yayımlamaya başlar.

Milyonlarca kadın mektuplarla Sanger’in dergisine başvurarak doğum kontrolü için ne istediklerini anlatırlar. Sanger bu kadınların isteklerini gerçekleştirmek için, ABD çapında konuşmalar yapar ve doğum kontrolün tamamen yasal olması için aktif kadın grupları oluşturur. Bu çabalar sonucunda Amerikan Tıp Derneği, kadınların doğum kontrolü talebini kabul eder. Bundan kısa süre sonra, doktorların hastalarına doğum kontrol araçları vermelerine izin çıkar. Bugün ise kadınlar, doğum kontrol araçlarını (hap, spiral, bant) kullanarak, hamile kalıp kalmama konusunda kararını kendisi verebilmektedir. Ve bu kolay elde edilen bir hak değildir.

Ancak bugün hala doğum kontrolünü dini ve sosyal açıdan sakıncalı bulan insanlar var. Hatta yüksek eğitimler görmüş ve olgun evli bazı insanlar bile, doğum kontrol uygulamalarını kullanmaktan çekiniyor ve kadınlar eşlerinden bu konuda baskı görüyor. Oysa doğum kontrolü sağlık açısından olduğu kadar, kendi hayatına karar vermek, planlı çocuk sahibi olmak gibi pek çok önemli nedenlerle, özellikle de kadınlar açısından anlamlı bir uygulamadır. Sanger kliniğini açtığı zaman “Kadınlar anne olmak için kendi kararlarını verme hakkına sahip olmadığı sürece özgür değillerdir!” demişti. Dünya kadınları bu anlamda ilk adımı atan Sanger’i Kahraman Kadın olarak görüyor.

INDIRA GANDHI

Indira Gandhi, (19 Kasım 1917 – 31 Ekim 1984), Hindistan’da Allahabad şehrinde doğmuştur. Hindistan'da 2 defa başbakanlık yapmış politikacıdır.

Annesi Kamala Nehru’dur ve babası Hindistan'ın ilk başbakanı ve Dünyada Hindistan’ın bağımsızlığını savunan kahramanlardan biri olan Jawaharlal Nehru’dur. Bengal’de, İsviçre'de ve İngiltere'de öğrenim görmüştür. 1942'de Hindistan bağımsızlığı eylemcilerinden Feroze Gandi ile evlenir ve Rajiv (1944) ile Sanjay (1946) isimli iki oğlu olur.

1959'da Kongre Partisi liderliğine seçilen Indira, 1960’lı yıllarda Hindistan’ın tarımsal gelişimi için büyük önem taşıyan üç büyük Proje uygulamıştır. Çiftçiyi ve tarımı destekleyen programlar içeren “Yeşil Devrim” – “Green Revolution”; sütün üretimini destekleyen “Beyaz Devrim” – “White Revolution” ve tarım ürünlerinin temizliğini, sağlığını sağlamaya yönelik “Yiyecek Güvenliği” – “Food Security” başlıklı uygulamaları yürütmüştür. Bu özel tarımsal projeler sayesinde Hindistan özellikle buğday, pirinç, pamuk ve süt ürünlerini ihraç etmeye başlamıştır. Ayrıca Beyaz Devrim, süt üretiminin genişlemesine ve böylece özellikle gelişme çağındaki çocukların kötü beslenmesini önlemeye de yardımcı olmuştur. Uygulamaların başlamasını takip eden 10 yıl içinde özellikle pirinç ve pamuk üretimi çok artmıştır. Ancak bir süre sonra, bazı devlet yöneticilerinin hırsları ve bencillikleri nedeniyle, bu projeler kötü yönetilmeye başlamış ve el işçiliğine uygulanan ağır ve kötü politikalar, bu çalışmaların başarısını iyice çökertmiştir.

Indira Gandhi, 1962’de Çin ve Hindistan arasındaki sınır savaşında, sivil savunma hareketlerini koordine etmiştir. 1964’te babasının ölümünün ardından, Enformasyon, Basın ve Yayın Bakanı olur. Bu görevi sırasında, aile planlamasını öğreten Televizyon Eğitim Projeleri hazırlar, sansürlerin liberalleştirilmesi ile ilgilenir. Başbakan Lal Bahadur Şastri'nin 1966'da aniden ölümü üzerine, Indra Gandi, parlamentonun kararı ile başbakanlığa getirilir.

Indira Gandhi, yoksul ve topraksız köylülerin ümit kaynağı olarak 1971 seçimlerinde de başa geçer ancak Pakistan-Hindistan Savaşının aniden çıkması nedeniyle sosyal çalışmalarını yeterince uygulayamaz.

Doğum kontrol uygulamasının halkın kısırlaştırılması olarak anlaşılması, Indira’yı 1977'de erken seçime gitmeye zorlar ve Momarci Desai başbakan olur. 1978 seçiminde ise Indira’nın partisi yeniden üstünlük elde eder, Indira Gandhi Başbakan ve Savunma Bakanı olur.

Küçük oğlu ve siyasi varisi Sanjay'ın bir uçak kazasında ölmesi üzerine büyük oğlu pilot Rajiv, Kongre Partisi lideri olur. 1980 sonrasında Indira Gandhi, özerklik isteyen Sihlerin (İngilizce Sikh) ayaklanmaları ile uğraşır, ancak başarısız olur. 31 Ekim 1984'te koruması olan Sih muhafızlar tarafından Yeni Delhi'de öldürülür. Ölümünden sonra oğlu Rajiv Gandhi Başbakan olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder