17 Ağustos 2010

Sevgi ve Yaratılış

Yürüyüşündeki heyecanı seyrediyorum oğlumun

İçime coşkusu doluyor…


Topladığı üzümleri yeme keyfini seyrediyorum oğlumun

Tadın minik dudaklarından yüreğine uzanan sevinci

Beni de sarıveriyor…


Uyurken seyrediyorum oğlumu

Kirpiklerin buluştuğu sevilesi sığınakta

Kıvrılıp küçücük olup uyumak istiyorum huzurla…

Yaradılış da bu hazdan mı feyzaldı acaba?

Hiçbir şey yoktu; bir minik özlem doğdu…

Sevmek ve sevilmek için

Yaradılışın nedeni de anlamı da bu oldu!

***

Sevmek ve sevilmek

için “var” olmak gerekiyordu!

Bunun bedelini ödüyor Dünya

Varoluşunun acı tatlı şarabıyla!

Otohipnoz Üzerine

İnanç...

Büyülü bir anahtar...

Asla açmayı düşünmediğin kapıları açıveriyor…

Bir minik anda, sessiz bir kilit tıkırtısı sonunda
Açıldığı gibi kapanıveren kapıların ardında kalabiliyorsun…

Hala oradasın – sen sensin…

Ama hapissin,
Farkında değilsin!

Özgürlük

Özgürleştiğini DÜŞÜNÜRSEN bir gün

Tekrar düşün

Sınırları var dünyanın!

***

Özgürleştiğini HİSSEDERSEN bir an

Tekrarı yok

Sarıl o ana ve kana kana yaşa!

***