13 Nisan 2011

Gel...

Şiirsizlik

Dolaşıyor aramızda

Can yakıyor her adımda

Yaşamı çekip sürüklüyor…


Şiirsizlik

Kapıyor kapıları

Kurutuyor gözyaşları

Duyulmuyor anın ne rengi, ne de sesi…


Gel şiirim

Uyan ve yak yüreğimi

Her saniyenin coşkun boşluğu

Uzanıp öpsün beni…

8 Nisan 2011

iyi ki doğdun...

Renk, ışıl ışıl yaşar gözlerinde
Ten, her an yek olur seninle
Ses, melodini söyler göklerde
Gök duyar ve öper titrek yüreğini…

Kıskanır sevgilim
Renk, ten, ses ve gök kıskanır beni
Yaşayamaz hiçbiri
Seni ben gibi…

04.04.2011

17 Mart 2011

NİNEMİN MASALLARI

Perilerin Sevgilisi

İstanbul Perisi…

Bak serpiyor üzerimize karları ince ince,

Dualar okuyor usul usul:

“Korusun, kollasın doğa her bir canı,

Sevsin, sevinsin şehrin çocukları,

Pamuk pamuk karla çözülüversin yürekler…”


Binbir gece Prensesi

İstanbul Perisi…

Sen ne de çok seversin bizleri

Sade gülümseyişin duyulur bazen

Masalların ötesinden…

Ninemin sesinden…

7 Şubat 2011

SESSİZ BULUŞMA

Yaşam sahnesinde tanımaya çalışıyorsun beni
Oysa ben burada sade bir oyuncuyum...

Çiçeklerin renklerinde arıyorsun beni
Oysa benim yapraklarım rengarenk…

Kelimelerin arasından görmeye çalışıyorsun beni
Oysa benim ana dilim sessizlik…
* * *

Sözlerde anlamaya çalıştığım

Sesine yüz sürüp melodisini aradığım yar!

Sessizlikte buldum

Kendimi, seni,

Yek olmuş yüreğimizi!

2 Şubat 2011

IŞILDIYOR BENGİ İSTANBUL EZGİSİ

Bir derin soluk alıyor İstanbul

Süzülüşünü hissediyor tüm bedeninde…

Hayat doluyor en kuytu köşelerine,

Tepelerinde yapraklar oynuyor.


Boğazı dolduran nefesi,

Uzanıyor binlerce yılın üzerine!

Çocukları gibi her birini

Sevip okşuyor sevinçle…


Geçmiş, gelecek ve şimdi

Hep beraber uyanıyor!

Seven, sevilen gözlerde

Her bir sevda pırıldıyor.


Çağların kucağında: görkemli orkestra!

İki şefi ayakta boğazda…

Dünyayı ve Kozmosu bile

Coşturuyor müziğiyle.


İstanbul melodisi,

Yüreklerin Parlak Liriği!

Dolduruyor ebediyeti,

Tek bir solukta!



Kasım-2010

14 Ocak 2011

Akşam Güneşi Balatı

Bir turuncu top batar

Denizin gönlüne

Bir turuncu top doğar

Dağların zihnine…

Bir turuncu top

Gülümseyerek gelir geçer…


Çıkıp bakmak lazım ona

Karşılıklı Kozmosta

O bir çocuğun elinden kaçan

Oyuncak değil asla…


O yaşamdan çiçek çiçek

Fışkıran bengisu…

O Can’ımın Coşkusunu

Her gün yeniden doğuran

Her an hatırlatan

Güneştir
Güne eş…

6 Ocak 2011

Yaşamın Üzerine Doğuyor Bebek

Bir bebek doğuyor bugün

Saf, meraklı, ışıl ışıl zihniyle…

Bir bebek doğuyor bugün

Yeni yaşım ebe…


Sağanak iniyor yılların üzerine

Bebeğin gözyaşları eşliğinde

Yaşanmışlıklar umutla bakıyor

Ufukta doğan bu görkemli güneşe…


***

Her doğum günümüzde yeniden doğalım! Yeniden coşalım! Yeniden ak pak olsun zihinler, gönüller… Dünya ancak kendiliğimiz güzelleşince iyileşecek…